25 ŞUBAT 2011
- 19 YAŞINDAKİ İLK DUAM -

Uzaklarda bir dünya diliyorum…
Kin,
Nefret,
Haset,
Bencillik ve her türlü riyadan uzaklarda
Olan insanları…
Mesela Yahudi ise biri,
Yahut Kürt veya Çingene…
Bir Fransız soylusunun evine gittiğinde,
Ev sahibi tarafından,
“Hoş geldin kardeşim” diyerek kucaklanmasını…
Farklı mezhep yahut dinden kimselerin,
Canların diri diri yakılmadığı bir dünya diliyorum…
-omne ignotum pro magnefico-

Yani ne bileyim,
Kristal vazoyu kırdığında çocuk
“Ben kırdım” anne diyebilecek hani
Hani,
İbadet ediyorsa bir kul,
Sadece O’nun için ona ibadet edecek…
Paraya,
Makama,
Ve her türlü benzer üstünlüğe
Secde için koymayacak kilimlere…
Şimdiki boş kellelerin yaptığı gibi değil yani!
Herkesin her şeyde O’nu gördüğünden
Seveceği hepsini…
Aşkın bilindiği bir dünya diliyorum…
Ve aşık olmanın günah olmadığı…
İblisin kadın ve erlikte olmadığı,
Bakışlarda olduğunun bilindiği bir dünya…
Kara çarşafın aydınlık dimağları gizlemediği cehalete…
Husumet olacak elbet…
Ama husumetinin cehaletten doğmadığı
Cahil düşmanlıkların bulunmadığı bir dünya
Dileyebilirim mesela…
Okumuş cahillerin de olmadığı ya da…
Bilgisizce yapılan trajikomik yorumları dinlemek zorunda kalmayacağım…
Unutmadan…
En önemlilerinden yine…
Adamın kayırılmadığı…
Emekle,
Terle,
Her şeye malikiyetin mümkün kılındığı!
Kul hakkından konuşup da…
Öteye gidip
Çek defterlerinde,
İhalelerde,
Hisse senetlerinde,
Hatta öğrenci not defterlerinde
Hak yiyen şerefsizlerden arındırılmış…
Bana “şerefsiz” dedirtecek kadar,
Mesela,
Kimsenin kimseyi kızdırmayacağı
Bir dünya diliyorum…
İnançları aracı kullanarak,
Çıkar elde edecek kadar,
İnsanlarının köpekleşmediği!
Tanrının böylelerinden ilahi kudret tarafından bilgilendirildiği…
“İnsan” demenin ne olduğunu,
“Aşk” ın ne olduğunu bilen hassas insanların,
Dünyanın aptallaşan halini görmek mecburiyetinde bırakılmadığı
Ve ağlatılmadığı…
Bir dünya diliyorum!
O tempora!
O mores!

Sun's Son