Katliamın TEMMUZ Dönemi:Taşeron olarak kullanılan faşistlerin amacı, Çorum’ a bağlı ilçe vekasabalarda oturan solcuları, Alevileri baskı ve katliamlarla göçezorlamak, süreç içinde bölgenin denetimini ele geçirmektir. Çorum halkıK. Maraş katliamından ders çıkarır. Saldırının ilk günü kendiolanaklarıyla kurdukları barikatlarla güvenlik önlemlerini almışlardır.Ayrıca Çorum’ un Sünni inançlı toplumunun MHP’liler dışında kalanlar,saldırganlara destek vermemişler, hatta bir bölümü saldırıyauğrayanların yanında yer alarak direnmişlerdir. 28 Mayıs 1980 debaşlatılan faşist saldırı bu nedenlerle amacına ulaşamamıştır.
Faşistler,Mayıs’ ta başlatılan saldırıdan gördükleri eksiklikleri gidermeye,Sünni halkın katılımını sağlamaya çalışıyorlardı. Ayrıcı dışarıdanfaşist militan ve silah getirmeye, saldırıya engel olan devletgörevlilerini kentten uzaklaştırmaya çalışıyorlardı. Kendi içlerindeekipler oluşturarak mahalle, kasaba ve köy çalışmalarına yöneldiler.
Çorumhalkı, faşistlerin bu hazırlıklarının katliama dönüşeceğinden kuşkuduyuyor ve ilgilileri uyarmaya çalışıyorlardı. AP Çorum İl BaşkanıYardımcısı Erol ŞAHİN, CHP İl Başkanı Cemal SOLMAZ’ la birlikte vali veemniyet müdürüyle görüşürler. MHP'nin saldırı hazırlıklarını ileterekönlem alınmasını isterler... (10)
Aynı tarihte yeşil renkli 19AT 535 plakalı ve 131 Murat markalı (Adnan EZEJDER’ e ait ) birotomobil, sol görüşlülerin oturduğu semtlere dalıyor, çevreye ateşaçıyor, ateş sonucu Hatice İLHAN isimli bir lise öğrencisi ağıryaralanıyor. Bu gelişmeler ve tahrikler olurken; Ülkücüler, halkısavaşa çağıran bir bildiriyi Çorum ve ilçelerinde dağıtmaktadır.Bildiri şöyle:
“ Büyük Türk Milleti, ... Son bağımsız TürkDevleti üzerinde oynanan hain oyunları, komploları, planları görmemekiçin artık kör, hatta hain olmak gerekir. Türk varlığını dünyaüzerinden silmek isteyen emperyalist güçlerin yerli uşakları, komünistler, vatan hainleri, bölücüler, Türk Devleti’nin temeline dinamitkoymak isteyenler ellerindeki Rus ve Çin yapısı silahlarla ne yapmakistemektedirler.
Bu eli silahlı eşkıyalara karşı kesin tavrıalmak, dur demek zamanı çoktan gelmiş, hatta geçmiştir. Kıymetlihemşehrilerimiz, Müslüman Türk Milletini bataklığa sürüklemek isteyen,bölmek, parçalamak, yok etmek isteyen komünist cinayet çetelerine karşıuyanık olalım. Türk Devleti’ni yok etmek isteyen bu hain emperyalistgüçlere karşı yılmadan çekinmeden, canı pahasına mücadele veren ülkücüTürk Gençliği’ ne destek olalım. Büyük cihada hazırlanalım.
ÜlkücüTürk gençliğinin her ferdinin cesetleri birer birer çiğnenmedikçe bumübarek vatan topraklarına komünizm girmeyecektir. Ülkücü Türk gençliğibarış zamanı bir karıncanın ayağına basıp incittiği zaman bundan üzüntüduyacak kadar yufka yürekli olduğu gibi, aynı zamanda vatan hainleriiçin sokaklar dolusu idam sehpası dikecek kadar da gaddardır. Burası daböyle bilinsin. Bizi komünist kurşunları değil, milletimizin susuşuöldürüyor. Kanımız aksa da zafer İslam’ın. Yolumuz Allah’ın yolu -ÜLKÜCÜ GENÇLİK (11)
Faşistlerin bir katliama hazırlandıklarıvaliye bildirildiği, ayrıca ülkücülerin halkı savaşa çağırdıklarıbildirisi ortadayken, Çorum Vali’ si ve emniyeti önlem almaz. Tamtersine solcuların ve Alevilerin yoğunlukta olduğu semt v mahallelerdeoperasyon başlatır. 100 e yakın erkek ve genci gözaltına alırlar.Faşistlerin örgütlü olduğu semtlerde operasyon başlatılmaz. Onlarçatılarda, tepelerde mevzilerini kurmakta, ağır makineli tüfekleriniyerleştirmektedirler. SSK hastanesini de üs olarak kullanırlar.
1 Temmuz 1980. Salıyı çarşambaya bağlayan gecedir. “
Ya susturacağız, ya kan kusturacağız“ sloganıyla ikinci katliam başlatılır. Terlemez Evler ile SSKHastanesi civarında yerleştirilen uzun menzilli silahlarla solcu veAlevi evlerine ateş açılır. Katliamın başlatıldığının işaretidir.Faşistlerin egemen olduğu Bahçelieveler, Mutluevler, Etievler,Yavrutuna, Terlemez Evler, Ulukavak, Çatalhavuz, SSK Semt vemahallelerinde silah sesleri, kenti çınlatmaktadır. Çorum’ un üstünekaraduman çökmüştür. Semtin tüm telefon şebekeleri kesilmiş, haberalınamamaktadır.
Çarşamba günü, Çorum’ un pazarıdır. Çevre köyve kasaba halkı, Çorum’ daki çatışma ve saldırıdan habersizdirler.Pazarda satacak ürünleri traktör ve minibüslerle Çorum’ a doğru yolaçıkarlar. Yollar maskeli ve silahlı faşistlerce tutulmuştur. Kentpazarına gelen tüm araçlar durdurulur, kimlik kontrolü yapılır, Alevive solcular alınarak kendi karargahlarına götürülür. Elleri, ayaklarıve ağızları bağlanarak işkence ederler. Pazara götürdükleri eşya veürünleri yağmalanır, araçları yakılır. Günün bilançosu 4 ölü 10 yaralı,50 ev ve işyerinin tahrip edilerek yakılmıştır. Bu gelişmeler üzerinevali sokağa çıkma yasağı kor. Solcular, Aleviler sokağa çıkma yasağınauyarken saldırganlar kollarını sallayarak rast gele ateş ediyor, ev veişyerlerini yakıyorlardı.
Olayı yaşayan tanıklar anlatıyor:
YUSUF:Sarılık Köprübaşı Mahallesi, 2. Cihan sokakta oturuyorum. Hastahanedeevrak memuruyum. Göreve gidiyordum. Büyük bir kalabalık cami yandı diyebağırarak geliyorlardı. Bunlardan 100 kadarı evimin önünde toplandılar.“Kızılbaşlar’ ı yakın yıkın” diye bağırıyorlardı. Bu sırada HarmancıklıRıza CANCAN’ ı kurşunlayarak evinin önüne attılar. Benim evi ateşeverdiler Çocuklarım kaçtı. Beni yakaladılar, iyice dövdüler, sonraHarmancıklı Elvan’ın evine götürüp, Harmanlıkta elimi ve ayağımıbağlayarak astılar. Yanımda aynı biçimde üç kişi daha asılıydı. BirisiKemal ULUMAN’dı, diğerini tanıyamadım. Bunlardan biri dişiyle ipiçözdü, bizi de kurtardı. Ufak bir duvardan atladım. Zor yürüyordum. Çokkan kaybetmiştim. Duvar dibine yatarken çocuklarım beni arıyormuş.Seslerini duydum, buradayım dedim. Yanıma geldiler, beni alıpHarmancıklı Elvan’ın evine götürdüler. Burada beni gördüler, tekrardövdüler, tekrar bağladılar. Çok yalvardım, dinlemediler, dövmeyebaşladılar. Bazı komşular bağırtımı duyarak gelip araya girdiler benihastaneye götürdüler...
Hatice KALTAKÇI:Kalabalık bir grup evimin önüne geldi. Kocamı alıp götürdüler; önce birbakkala, sonra bir kahveye soktular. Buradan çıkardılar, başıma birtorba geçirdiler, önlerine kattılar, sopalarla vurdukça düşüyordu. Benkorktum, bayıldım. Böyle devam etmişlerdi. Şehir dışına kadarhapishanenin arkasına çıkınca orada ölmüş, otların içine atmışlar.Kocamı beş gün aradım. Hastane morguna getirmişler, tanıyamadım.Tanınacak hal koymamışlardı...
Halil COŞKUNER:SSK Hastanesi arkasında oturuyorum. Simel Beton Boru Fabrikasındaçalışan işçiyim. Akşam üzeri eve geldim. Babam beni çarşıya gönderdi.Eve döndüm, yemeğe oturmuştuk. Kuruköprü yöresinden gelen bir grup evisardı. ‘yakacağız’ dediler. Hemen camları kırmaya başladılar. Bunlarbaba-oğul komünist dediler. Bizi önlerine aldılar, ellerinde tüfek vetabanca vardı. ‘Yürü orospu çocuğu komünistler’ diye vuruyorlardı.Babamın kafası, yüzü kandı. Kuruköprü’de bir harabe eve soktular bizi,soydular. Babamda 4000 TL ile bendeki 50 TL’yi aldılar; bizibağladılar. Kimisi ‘Bunları kafalarını keselim, kimileri gözlerinioyalım’ diyorlardı. Dışarıdan silah sesleri gelmeye başladı, bizibırakarak kaçtılar. Bir jandarma iki polis bizi gördü, çözdüler vehastaneye götürdüler. Hastanede bir polis ifademi alıyordu. Bana ‘Ulandoğru söyle orospu çocuğu’ diye bağırıyordu. Korkumdan onun dediği gibiifade verdim. (12)
Kanlı Cuma: 4 temmuzsabahı, vali bir gün önce koyduğu sokağa çıkma yasağını kaldırdı.Faşistler ise halkı tahrik etmek için kendi adamlarını değişik camileredağıtırlar. Cuma namazının bitiminde içeri girerek “Ey müslümanlar,solcular-Aleviler Milönü’ndeki Alaaddin Cami’ye bomba attılar. Camiyanıyor, namaz kılan müslümanları katlediyorlar” diye bağırırlar.Tahrik sonucu Cuma namazından çıkanlar eline ne geçirmişlerse toplucaMilönü’ne koşarlar. Çorum’un değişik camilerinden binlerce tahrikedilmiş insan Milönü’ne yığılmıştır.
TRT’nin Tahriki:TRT’de “Çorum’da Alaaddin Cami’sine patlayıcı madde atılması vedışarıdan ateş açılması ile olaylar başladı.” Haberini aralıklarla sıksık vermektedir. Çorum’da da telsizlerle “Aleviler camiyi bombaladı”söylentisi yaygınlaşır. Evinde oturan tarafsız Sünniler istemeyeistemeye yayılan dedikoduların etkisiyle Milönü’ne koşarlar.
OysaAlaaddin Cami’ye ne patlayıcı madde atılmış, ne de dışarıdan ateşedilmiştir. Çorum Cumhuriyet Savcısı Ertem TÜRKER, konuyla ilgili şuaçıklamayı yapmıştır:
“Alaaddin Casi’sinin bombalandığı haberiolaydan bir saat önce bütün şehirde duyulmuştu. O sırada ben merkezjandarma karakolu’ndaydım. Cami bombalandı diye polis telsizi duyurdu.Bu telsizin hemen arkasından bir askeri telsiz duyuldu. Yüzbaşı Naiz‘Bombalama olanağı yok, hangi polis bu haberi verdi?’ diyebağırıyordu.”
Böyle bir haberi askeri yetkililer vermemiş,vali’de haberi doğrulayıcı veya yalanlayıcı açıklamada bulunmamış.TRT’nin Çorum muhabiri böyle bir haber vermediğini söylemektedir.Haberi yayan poliste ortaya çıkarılmamış. (13)
Bu kasıtlı haberüzerine Çorum Halkının çoğunluğu Milönü’ne yığılmış, Milönü halkı isekorku sonucu kendi güvenliklerin için barikat kurmaya çalışmışlardır.Çorum’un tüm semt ve mahallelerinde silah sesleri, alevleryükselmektedir. Mahallelerde “İmdat... İmdat...” çığlıkları yürekleriparçalıyordu. O günün haberleri iç açıcı değildi. İskilip yolu üzerindeYazı Mahallesinin çıkışında bir kadın 7 kişinin elleri bağlı olaraksilahla öldürülmüş bulunur. SSK Hastanesinin morgunda 7 cesetbulunmaktadır. Ölü sayısı 17’ye çıkmış. Kimliği tespit edilenler:İsmail SOLMAZ, Veli SOLMAZ, Hasan BAĞZIK, Rıza CANDAN , Ahmet DOĞAN,Şükrü YALÇIN, Mehmet YILMAZ, Mehmet ŞAHİNCİ, Mustafa YILDIRIM, AzizGÜNDOĞDU, Ali PAÇACI...
Tanık BEKTAŞ: Benievden alarak zorla Çukurörenli Karabebek adlı birinin evine götürdüler.74 yaşında olduğumu, hacca gittiğimi, ibadetli bir müslüman olduğumu,17 nüfuslu bir ailenin büyüğü olduğumu söyledim. Dinlemediler,gözlerimi bağlayarak küfürlerle tekmelemeye başladılar. İçlerinden birimüdahale ederek beni bıraktılar. Daha sonda torunum Bekir beni aramayaçıkmış. Onu da yakalayarak gözlerini, ellerini bağlamışlar, dayaktangeçirmişler, işkence etmişlerdi.
Faşistlerin Kadına Saygısı:Kartal ailesi Alevidir. O gün kapılarını sıkı sıkıya kapatmış, korkuiçinde dışarıdan gelen sesleri dinlemektedirler. Çok geçmeden kapılarıçalınır, camları kırılır ve “Dışarı çık, öldüreceğiz sizi” diyebağırırlar. Kapı kırılmak üzereyken, Satılmış KARTAL kapıyı açar,elleri sopalı, silahlı bir grup içeri dalar. Kargaşadan Satılmış KARTALkendisini dışarı atarak bitişikteki apartmana gizlenmeye çalışır, Amakarısı Gökçen KARTAL’ı yerlerde sürükleyerek dışarı çıkarırlar. GökçenKARTAL, orta yaşlı bir ev hanımıdır. Dövüle dövüle bir eve götürürler.Orada külotunu çıkararak sokakta sallamaya başlarlar. Sonra el veayaklarını urganla bağlayarak ev sahibi Süleyman ÜREYEN’le birliktegötürülür, işkence edilerek öldürürler. (14)
Saldırı ve sarkıntılık nedeniyle adının açıklanmasını istemeyen bir kadın başından geçenleri şöyle anlatıyordu:
“İkiçocuğum ve komşu kadınla birlikte bir bodruma saklanmıştık. 25-30kişilik bir grup bizi bodrumda buldular. ‘bunlarda s...minkızılbaşları’ diyerek bizi dövmeye dışarı çıkardılar. Zincirlerle vesopalarla durmadan edep yerlerimize, memelerimize, vuruyorlardı. Yananevimizin yanına getirdiler. Benimle beraber olan komşu kadın külotunasaklamış olduğu 17 bin lirayı belki bizi bırakırlar diye adamlaraverdi. Yine bırakmadılar. Silahların dipçikleriyle vurarak bizi biradamın evine teslim ettiler. Gecenin on ikisine kadar orada kaldık.Yüzü maskeli bir adam Ben kadınları almaya geldim’ diyerek bizi evdenaldı. Komşu kadın ve yanımda iki küçük çocuğumla bizi bir bağ evinegötürdüler. Orada bizi çırılçıplak soydular. ‘Sizi çırılçıplak heryerdegezdireceğiz’ dediklerinde korkudan altımıza ettik. Ancak bizibırakmadılar. Çocukları bağ evinde bırakıp, bizi (iki kadın) başka biryere götürdüler. Dört kişi nöbet tutar gibi değişerek geldiler... Benbayılmışım. Onlarla durmadan kendimin Sünni olduğumu söyleyerekyalvarıyordum. Bırakmadılar. Ekmek filan yiyecek bir şey vermediler.Karşımızda bir bidona su koydular, çocuklar ağlıyor ve su istedi.‘Kızılbaşları zaten susuz öldürüyorlar’ diyerek çocuğa bile suvermediler. Ertesi gün ikinci zamanı olmuştu. Bir ıslık sesi duyduk.Bunun üzerine yanımızdakiler kaçıp gittiler. Biz de oradan yürüyerekayrıldık. Askerler teslim olduk...” (15)

Polis Panzeri Ölüm Kusuyor:Polis panzeri ve arkasındaki üç sivil araba ile Çorum’da operasyonagirişirler. Panzer, mahalleden geçerken hedef gözetmeden ateş açar,Hatun DURSUN isimli hamile bir kadın kafasından aldığı iki kurşunyarasıyla yaşamını yitirir. Öğretmen Hüseyin ÖZDEMİR ağır yaralanır.ÖZDEMİR, saldırıyı şöyle anlatır.
“Ben saldırı günü arkadaşlarlabirlikte Milönü’nde kahvede oturuyorduk. Birden bir panzer sesi duyduk,dışarı çıktık. Halk dışarıda toplanmıştı. Panzer hedef gözetmeksizinhalkın üzerine ateş ediyordu. Halktan da panzere taş atmaya başladı.Mahallede bir süre dolaşarak panik yaratmaya çalıştı. Benim de içindebulunduğum kalabalığa doğru ateş ederek gelmeye başladı. Nasıl ki, tanksavaşta karşı tarafı tararsa, panzer de öyle ateş ediyordu. Baktımpanzerin altında kalacağız, arkadaşlar kendimizi yol dışına atın diyebağırdım. Kendimi, yolun kenarında bulunan 1.5 metrelik bir çukuraatarak çiğnenmekten kurtuldum. Bir müddet sonra arkadaşlar beni sağlıkocağına, oradan Çorum devlet hastanesine götürdüler.” (16)
Tıpöğrencisi Süleyman ATLAS’da panzerde atılan kurşunla omuzundanyaralanır. Panzerdeki polisler yaralı öğrenciyi alıp SSK Hastanesinegötürmek isterler, ancak orada bulunan kadınlar “Aman çocuğu vermeyin,Bunlar SSK’ya götürüp orada öldürecekler” diye bağırırlar. Polislerkararlı ve zorla yaralı Süleyman ATLAS’ı panzere alarak SSK Hastanesinegötürürler. Bir gün sonra Süleyman ATLAS’ın işkenceyle öldürülmüşcesedi babasına teslim edilir.
Katliam ve Köylüler:Kızılkaya Köyü Alevidir. Çorum katliamının acılı haberini radyodaduyarlar. Çorum’dan gelen komşularından öğrenirler. Çorum’da yakınlarıbulunmaktadır. Yakınlarının durumunu öğrenmek için Çorum’a gidenlerinyolu kesilir, rehin alınırlar. Bir daha da haber alınamaz. Köyün herevinde ağıt ve gözyaşları dinmiyor. Ama kayıplarını arayamıyorlardı.Çünkü yollar faşistlerin işgalindedir. Jandarmaya başvururlar.Köylülerin yanına 10 kadar jandarma verilir, tarlalarda ölüleriniaramaya çıkarlar. Karşılaştıkları durum şöyle:
“Mercimektarlasına geldiklerinde tüyler ürpertici bir durumla karşılaşırlar.Paçacı’lara (Ali PAÇACI) ait traktör yarı yanmış vaziyette oradabulunmaktadır. Traktörün tekerleklerinden bir kısmı yanmış, yakıtdeposu patlamış, arka göbek toprağa oturmuştur. Traktör ve toprakarasında yarı yanmış durumda baba Ali PAÇACI’nın cesediylekarşılaşırlar. Cesedin bir çok yerinde kesici aletlerle meydana gelmişyaralar mevcuttur. Özellikle boyun arka kısmında bulunan, boyuna yarıyarıya indirilmiş bir darbe kafayı öne düşürmüştür. Oğlu Veysel’indeişkence edilerek öldürülmüş cesedi bulunur.
Arpa tarlası içindebaşka bir ceset daha bulunur. Çorum’un birinci olayından beri kayıpolan Yoğunpelit Köyü’nden Musa KİREÇLİ’nin her tarafına kurt düşmüş vekokuşmuş cesedi bulunur.
Yaydığı köprüsü civarında şoför AliGÜNDOĞDU ile tarla sahibi Rıza AYVAZ’ın kolları kesilmiş, kafa derisiyüzülmüş cesetleri ile; Salman adlı bir kişinin başı kesilereköldürülmüş cesedi; Ali TEKEL’in bacanağı Selman ESER’in kafasıkesilmiş, ayaklarından asılmış cesedini bulunlar...” (15)
Tanık Abbas AŞAN:Olay günü karayollarından maaşımı aldım, köyüme dönüyordum. İkizlerBenzinliği yanında bir grup beni yakaladı. Sopalarla dövdüler,üzerimdeki 9 kin lirayı aldılar. Beni bağladılar. Kömür deposu yanındaüstü açık mandıra olarak yapıldığını bildiğim yere götürdüler. Orayavardığımda çeşitli yerlerinden yaralı, dayak yemiş 6-7 kişi daha vardı.Onları da bağlamışlardı. Bunlardan daha sonra ölün Hüseyin ŞİRİN’lebeni sırt sırta bağladılar. İkimizede tekrar vurmaya başladılar. Bizkendimizden geçmiş durumda yerde yatıyoruz. Tanımadığım bir kaç kişiyinöbetçi bırakıp gittiler. Geceyi öğlece geçirdik. Sırtımda bağlıHüseyin ŞİRİN’in öldüğünü anladım. Çünkü hiç hareket etmiyordu.Tahminen gece yarısı ölen Hüseyin’i sırtımdan çözdüler. Tekrar alimiayağımı bağladılar. Hüseyin’i de “Bu ölmüş atalım ekinlerin içine” diyealıp götürdüler. Sabah olmuştu gün ağırmıştı. Caniler beni ve yaşarÖLMEZ’i ikizlerin benzinliğinin altındaki asfalta götürdüler. Oradaikimizi yatırarak tabancayla ateş ettiler. Beni kafamdan, Yaşan ÖLMEZ’ikolundan vurdular. Öldü zennederek bırakıp gittiler. Tanımadığım birkaç kişi gelip bizi bekçilere gösterdiler. Onlar polis çağırdı,hastaneye götürüldük. (18)
Sivillerin Şovu:Çorum’da faşistler insan avının peşindeler. Apartman çatılarında uzunmenzilli silahlarla solcu-Alevilerin evlerini tarıyorlardı. Sokak vemahallelerde solcu ve Alevilere ev ve işyerleri yakılıyordu. Ev vesokaklarda insanları toplayarak esir kamplarında işkence ediliyordu.Telefon, su şebekeleri kesik. Kimi polisler resmi elbise vesilahlarıyla faşist grupla birlikte halka ateş ediyorlardı. Onlarcaölü, yüz binlerce yaralı. İkiye bölünmüş Çorum...
Böyle birortamda İçişleri Bakanı Mustafa GÜRCÜGİL, Jandarma Genel Komutanı SedatCELASUN, Emniyet Genel Müdürü İsmail DOKUZOĞLU helikoplerle Çorum’agelirler. Kent üzerinde bir kaç dönüşten sonra vali, Emniyet Müdürü veaskeri yetkililerle görüşür, aynı helikopterle Ankara’ya dönerler.İçişleri Bakanı mustafa Gürcügil, dinlemek üzere Antalya’ya giderler.Antalya’da basına şu ilginç açıklamayı yapar:
“Çorum olaylarısolun bir tertibidir ve devleti yıkma eylemlerinden biridir. Devletedestek düşüncesiyle hareket eden sağ bir grup, bunların karşısınaçıkmıştır. Aslında siyasi gayeli ve siyasi gayeli ve siyasi hedefliolan sol gruptur..(19)
Süleyman DEMİREL (Başbakan):“Eğer bu fitne CHP’den destek görmezse, devlet bu fitneyi çok kısa birzamanda söndürür. CHP neyi söylemeye çalışıyor. Günlerdir bu meseleyleuğraşıyoruz... Bu hadiselerin arkasında CHP var..(20)
Bülent ECEVİT:“....olayı sağ militanların başlattığı bilindiği halde iktidar bunusaklayıp bir komünistlik tehlikesi varmış görüntüsünü vermeyeçalışmaktadır. Hükümetin Çorum’daki olaylarda da taraf olduğu,taraflardan biriyle birlik olduğu ve onların suçlarını örtbas etmeyeçalıştığı ortadadır...”(21)
Siyasiler, Malatya, K.Maraş, Sivas,katliamı gibi, Çorum katliamınıda kapatmaya çalışıyorlardı. Çorumkatliamını başlatan faşist örgütler, katliamı planlayan ve destek verenperde arkası güç ve örgütler ortaya çıkarılmamıştır. Alevi-Sünni;sağ-sol çatışmasıyla kılıflayarak dosya kapatılmıştır.
Çorum Katliamının Bilançosu : 57 ölü, 200’ün üstünde yaralı; 300’e yakın ev ve işyerinin tahrip edilerek yakılması; binlerce ailenin göçüyle noktalanmıştır.
KAYNAK :
[list=1]
- Cüneyt Arcayürek: Darbeler ve Gizli Servisler, Sf: 221
- Çorum Gazetesi: 23.07.1980
- Sadık Eral, Anadolu’da Alevi katliamı, Sf: 88
- Sadık Eral, a.e.g. Sf:94
- Cumhuriyet Gazetesi, 02.06.1980
- Nokta Dergisi, Sayı: 22 (08.06.1986)
- Sadık Eral, a.e.g. Sf: 103-105
- Cumhuriyet Gazetesi, 08.06.1980
- Hürriyet Gazetesi, 05.06.1980
- Aydınlık Gazetesi, 09.07.1980
- Çorum Gazetesi, 24.07.1980
- Çorum Gazetesi, 26.07.1980
- Sadık Eral, a.eg. Sf: 129
- Nokta Dergisi, Sayı: 22 (08.06.1980)
- Sadık Eral. a.e.g. Sf: 159
- Çorum Gazetesi, 31.07.1980
- Sadık Eral, a.e.g. Sf: 151, Aydınlık Gazetesi, 08.07.1980
- Çorum Gazetesi, 30.07.1980
- Cumhuriyet Gazetesi, 14.07.1980
- Cumhuriyet Gazetesi, 11.07.1980
- Milliyet Gazetesi, 11.07.1980