Aleviliğe yeni bir şekil verilmekte olup, bunun mimarlığına soyunanlardan biri de Hamza Aksüt hocamız görülmektedir.
''Aleviliğe en yakın inanç yezidiliktir'' ve ardından, ''Yukarı Mezepotamya Aleviliğin çıkış bölgesidir'' gibi ifadeler ile kürtlük çağrışımı yaparken, asıl gayenin ''Büyük İsrail'' değirmenine su taşımak olduğunu çok zayıf bir ihtimal olsa da belki kendiside bilmemektedir?
Yezidilik denilen inanç, Kürt denilen bir etnik unsurun ve öncesinde Asurluların, eski bir sümer inancını tahrif ederek yaşamalarından doğmuştur. Bu tahribatı büyük bir ihtimalle İsrailiyat yapmıştır ve halen yapmaktadır.
Bu inancın tahrif edilmemiş şeklinin Sümerlerde ki sekliyle de ''Tengri inancı'' dediğimiz, Türklerin tek tanrılı dinleri olduğu inkar edilemez bir gerçekliktir.
Bu konuda Sevgili NEFER Can arkadaşımızın bir yazısını alıntılamak istiyorum:
''Yeryüzünün ve sonsuz maviligin tek hakimi Tengri inancinda ve Türkmen Alevilerde arinma her daim vardi ve Varligini devam ettirmektedir.
Kizilbaslarin inanç önderi Sah ismail bir beyitinde söyle söylemistir;
"istemem taheret yundumda geldim"
burda Sah ismail yunmayi ruhen "ar"lanma, manevi temizlige vurgu yapmaktadir.
üstelik Kizilbaslarda ve Alevilerde Dara durma vardir.
Dara durma ölmeden önce Hak huzuruna çikistir , burda hiç bir sey gizlenmez , kisi hatalariyla , günahlariyla yüzlesir, bu divanda Allahin bildigi kuldan saklamaz, hakliyla haksiz ,bu dara durma divaninda yüzlesir, haksiz kisi ne gerekiyorsa, kendisinde hakki olan kisiyle hellalesmesi için ne hüküm verildiyse yerine getirmelidir,rizalik almalidir.
Alevilikte mahser günü ulu divana çikmadan önce, insanlarin hatalarindan dönmeleri ve Hak huzuruna onurluca çikmalari için bu dünyada günahlarindan arinmalari amaçlanmistir.
inancinda samimi olmayan , Alevi edep ve adabina uygun davranmayan kisi bu darda düskün ilan edilir, o kisiyle samimi iliskiye girilmez, toplum içinde yasamasina izin verilir velakin kisiligi ve karekteri iyi bilinen bu kisiden uzak durulur, taki çilesi dolup , edebe ve adaba uygun hareketlerle rüstünü ispatlarsa , cem-i ayin'le tekrar toplum içinde eski saygin kisiligine kavusabilme firsati verilir.
zina gibi adi ,agir suç islemis olanlarin Alevi toplumu içinde hiç bir zaman yerleri yoktur
dünyada var olmus , iz birakmis bir seyi bir müddet gizleyebilirsiniz ama asla yok edemezsiniz.
Sah ismail taraftarlarina neden kizilbas dendigini hepimiz biliriz.
Kizilbaslari olusturan asiretlerin genelini Türkmen ve yörükler olusturmaktaydi.
pekiyi neden bu insanlar kirmizi keçeden yapilmis yukarisindan genisleyerek 12 dilimli, beyaz sariklarin üzerine inen bir baslik kullaniyorlardi ?
Bunun manevi bir sembol oldugunu hepimiz biliriz ama ne anlama geldigini pek anlayamayiz.
Sah Ismail nefeslerinde "Hatayi" mahlasini kullanmistir
neden bu mahlayi kullanmis Sah Ismail ?
ne anlama gelir ?
Sah ismail "Hatayi" mahlasini , ince kivrimlarla birbirine baglanan madalyonlar içinde toplanan sekillendirilmis çiçek ve yapraklardan meydana gelen kivrik dalli bir Türk süslemesinden almistir.
Mahlasini bu denli güzel süslemelerden almis olan sah Hatayi ve takipçilerininde basliklarinda bir anlami olmaliydi.
Sah ismail ve takipçilerinin hepsi Türkmen kabilelerinin olusturdugu Kizilbaslar olarak tanimlanan insanlardi.
12 dilimli Sariklarinin iç kismina Hz Ali ile baslayan sinsileyi olusturan 12 imamlarin isimleri yaziliyordu.
Sarik'in üzerinde konan konik kirmizi basliginde bir anlami vardi !
Gök Tengri inancinda kagan ülgen'in efsanelerinde kirmizi baslikli beyaz giysiler içinde oturdugu anlatilirdi.
Kirmizi Baslik , Ülgen'e atiftir , konik olmasi eski Türklerin ölülerini gömdükleri Kurgan'larin yapi biçimine vurgudur.
Horasandan göç eden Mevlana celalettin Rumi devrisleride Kurgan/mezar tasi anlamina gelen basliklari hala kullanmaktadirlar.
Sah Hatayi bir nefesinin sonunda söyle der ;
Sah Hatayi’dir özümde
Hiç hilaf yoktur sözümde
Eksiklik kendi özümde
Darina durmaya geldim
Eski Türklerde Tengri’ye olan inancin hikmetini ve derinligini anlamak için, insanlarin bir gerçegi kavramasi gerekliydi: “Tanri birdir, O her seyi görür.” O’ndan hiçbir seyi gizlemek mümkün degildir.
Islamiyet inancinda da Allah birdir ondan baska ilah yoktur, Allah her seye kadir'dir Hatta sah damarimizdan bile bize yakindir.
Bu olgular Gök Tengri inancinda olan Türkmen ve Yörüklere hiçte yabanci degildi.
Gök tengri inancinda olan insanlar ayni islamiyette oldugu gibi ilahi yargilamadan korkma düsturuyla yasadilar. Fakat, dehsetle degil , Insanlar sundan emindiler: Dünyada yüce adalet vardir.
Bu ilahi Mahkeme’dir.
Onu kimse atlatamaz, ne kagan, ne de köle.
Türkler Tengri'yi korkulan , çekinilen bir ilah olarak görmediler, Tengrinin her daim yanlarinda yer aldigina , koruyup kolladigina , sefkatli bir anne gibi olduguna iman ettikleri için zorba bir hükümdardan korkulur gibi dehset duygusuna kapilmadilar.
Türklerde Tengriden korkma , saygili bir evladin babasindan korkmasi gibidir ,aslinda buna korkuda denmez bu bir saygidir.
Esasasen Kuran'i kerimde de yazdigi gibi Allah sevgidir , mutluluktur , siginilan sicak bir kucaktir. islam tasavvufunda Allah askin zirvesidir , askin Deryasidir , o ask deryasinda benliginden siyrilarak kendini mutlak varlik içinde yok ederek o ask pinari gibi hareket ederek , insanlara onun sefkatiyle bakabilmek kuran'in amaçladigi insan biçimidir.
Aleviler bu ask kevseri havusunun basinda , hz Muhammedin olduguna inanirlar , bu ask havuzunda saki hz Ali'dir.
Aleviler hz Ali elinden bu ask serbetini içenlerdir, bu bilinçle yasayan Aleviler hayatlari boyunca özlerini dara çekerek yapmis olduklari hatalari bir daha tekrar etmemek için hak ve halk huzurunda söz verirler.
Yüce divana çikmadan önce bu dünyada, kendilerini bu dar-i divanda mahkeme ederler.
tövbe ederek, hak'ki olanlardan rizalik alarak manevi temizliklerine kavusurlar.
Ruhen , manevi temizligini yapmis Alevilerin Allah'tan korkmalarina bir sebepte yoktur.
çünkü Allah onlar için nazlarini çekebilecegi Kadim bir sevgilidir , ulasilmak istenen menzildeki ask'tir.
insanin sevdiginden , ulasmak istedigi yüce asktan korkmasina gerekte yoktur.
Babasi Ebu Sufyanla beraber Hz Peygambere karsi savasmis Muaviyenin Anne'si ise Hz Hamzayi vahsi isimli kölesine öldürterek kalbini söken ve dislerinin arasinda geveleyen Hind kadindir. Muaviye hilafeti ele geçirmek için Hz Hasani zehirlettiren bir komplocudur oglu Yezit ise Kerbela çölünde Hz hüseyini ve can yoldaslarini iskenceyle katleden Peygamber torunu kadinlarin gururunu kirmak için yari çiplak sam sokaklarinda gezdiren zorbalik ve gadadarlikta kimsenin eline su dökemedigi insanlik düsmani bir kisidir . iste bu Ehlibeyt düsmani Emevilerin uydurduklari peygambere istinad edilen Arap milliyetciligin ürünü binlerce Hadis ne yazikki sünniligin omurgasini olusturmaktadir.
Ne yazikki Sünnilerin bir çogu Kurani kerimi degilde Emevi uydurmasi bu hadislere göre iman akidelerini sekillendirmek durumunda kalmislardir.
Kurani kerimde cenabi Hak eksiksiz dini tamamladigini söylüyor.
Hz Ali takipcisi Alevi ve kizilbaslar Tengri inancinin bir benzerini Emevi zulmünden kaçan Ehlibeyt neslinden olan seyyitlerin ve dervislerin vasitaiyla Islamiyetle tanistilar.
Bu Türklerin yabanci olmadigi bir inançti, kabul ettiler, bu yeni inancin ana hatlari isimler haricinde inandiklari inançtan farkli degildi, Peybamberler sinsilesiyle devan eden bir insanin öncesi vr en sonu arasinda degisik anlayis ve olgularin olmasi zaten dogaldir. bir inancin binlerce sene süregelen süreç içinde bir kisim inananlari tarafindan yozlastirildigi ve zaman tahrifatina ugradigi tarihi bir gerçektir.
Hatta islamiyet bile ana kaynak kurani kerim bozulmadan durmasina ragmen bir kisim kökten dinciler tarafindan , uydurulan hadisler ve sait nursi gibilerinin risaleleri temel kaynak alindigi için yozlastirilmistir.
Türkler, bölgenin hakimeyietini ele geçirmek için islam etiketi takan Emevi araplarla daha önce karsilasmis ve savasmislardi.
Emeviler Türkistana defalarca akinlar düzenleyerekten yagma ve katliamlar yapmislardi.
Türkler bu çapulcu vahsi araplarin inancini 2 asir kabul etmediler.
Emevi Arap egemenligi altindaki Hz peygamberin yolundan giden Ehlibeyt takipçileri sürekli baski ve iskencelerle sindiriliyordu.
Hatta Hanefi mezhebinin kurucusu Imam-i azam Ebu Hanife kuran'daki islami ögütlemesinden ve 12 imamlardan olan Caferi Sadik'in talebesi olmasindan dolayi Emeviler tarafindan iskence edilmis ve zindanlara atilmisti.
Emevi Zulmüne son vermek için Ehlibeyt taraftarlarinin ve Türklerin destegini alan Abbasiler sonunda Emevi hükümdarligina son verdiler , abbasi ordularini ise Ehlibeyt takipcisi Türk olan ,Eba Müslüm kumandanlik etmisti
Ne yazikki yönetimi ele geçiren abbasilerde Ehlibeyt taraftarlarinin hilafeti ele geçirecek kuskusuyla Ehlibeyt takipçilerine baskilarini arttirdilar , Emevileri yikmak için yardim aldiklari Türklerin kendilerine karsi gelebilirler korkusuyla katliamlar yaptilar , Hz Ali takipcisi büyük Türk kumandani Eba müslümü kallesçe tuzak kurarak öldürdüler.
Yönetim zorbaliklarina islam kilifi uydurmak için binlerce hadis uydurdular , Bu uydurulmus hadislerle inanç akidesi sekillendirilmesi için zamaninin en parlak alimi, kurani kerime iman eden Caferi Sadik'in talebesi Ehlibeyt takipcisi Imam-i azam ebu hanifeye kadilik teklif ettiler .
Imami azam ehlibeyt düsmani zalimlerin yaninda yer almadi , kadiligi kabul etmedi .
Abbasilerin zulümlerini mesru kilmalarini saglayacak ,islamiyetle alakasi olmayan fetfalara karsi geldi.
Imam-i Azam Abbasiler için çok tehlikeli olmaya baslamisti , Abbasilerin aldiklari kararlarin islamiyetle bagdasmadigini kurandan deliller getirerek ispatliyordu.
Sonuçta Abbasiler Imam-i azami zindana attilar ve iskeceyle katlettiler.
Türkler ,islamiyeti Hz Ali soyundan gelen seyyitlerden ve Ehlibeyt sevdalisi devrislerden ögrendikleri için Emevi ve abbasilerin Ehlibeyt düsmanliklari ve Kerbelada Hz hüseyine yaptiklarini bildikleri için Arap milliyetciligiyle sekillenmis sünnilik inancina soguk baktilar.
haksizda degillerdi.
Islamin bayragini tasiyan Halife Yezit , Islam dini peygamberinin Torunlarini kerbelada vahsice katletmis, Hz Zeynep gibi peygamber torunlarini yari çiplak sam'da deve üzerinde teshir ederek dalga geçmisti.
Kendilerini 12 dilimli sariklarinin iç kismina 12 imamin isimlerini yazarak , ehlibeyt takipçileri olduklarini ve Sariklarinin üzerine Kirmizi baslik koyarak Tengri inancindan gelen Türkmenler olduklarini gösterdiler Kizil baslikli Türkler olaraktan Tarihe Kizilbas olarak geçtiler.
Kizilbaslarin Kuransal inançla çelismeyen , engel teskil etmeyen Tengri inanç kültürleriyle Ehlibeyte gönül vermis Hz Ali takipçileri olmalari zamanla Hz Ali takipçileri anlamina gelen Alevi kelimesine dönüstü.
Kuran'sal bir ögüt olan kendini sorgulayarak islenen hatadan dönmek için birdaha o hatayi islememek ve yaptigi hatadan dolayi Tanri huzurunda tövbe etme Kuranda cenabi Hak'in tavsiyelerindendir.
Tengri inancinda ise buna benzer bir uygulama Türklerde vardi.
Buna meydanda dara durma denir , Alevilikte buna Mansur dari'da denilir.
Meydana çikmis Dara duran insanin saklisi gizlisi olmaz isledigi hatalarla yüzleserek manevi temizlikle ruhunu arlandirmasi gerekir.
küsler baristirilir, hakli hakkini alir , bu sekilde kisiler , hakkini iade ettigi kisiden helallik anlamina gelen riza'lik alirdi . haksiz yaptigi hatalari tekrarliyor özünü dara çekmiyor ve arinmiyorsa düskün ilan edilir.
Hatayi isleyen kaganda olsa , Sah'ta olsa kölede olsa bu meydanda esit haklara sahiptirler.
Aleviler ayni Gök tengri inancinda olan Atalari gibi özlerini dara çekerek öbür dünyadaki yüce divana çikmadan önce bu dünyada hesap verirler.
Bu inanç gelenegi sonsuz mavilik anlamina gelen Tengri inancindan gelmedir ve kuran'da tövbeyi Aleviler bu sekilde algilayarak hayatlarinin bir parçasi yapmislardir.
Türkmen Kizilbaslar ve Aleviler bu inanç sinsilesini zaten biliyorlar ve iman ediyorlardi.
Bir Ehlibeyt takipcisi dervisle , Bir tengri inancini tasiyan Dervisin fazla bir farkliliklari yoktu.
Putperestlik kültüründen esiri olmus, peygambere istinad edilen uydurulmus hadislerle Emevi ve Abbasi Araplarinin islam anlayisi Türklere yabanci ve adil olmayan bir inanç olarak alginanmisti.''
.................................................. ...............................
Saygılar...
|
Sponsor Reklamlar
|