Orta dogu, Anadoluyuda kapsayacak sekilde genis bir cografi alan olarak düsünüldügünde burada ortaya cikan ve binlerce yil boyunca degistirilerek degisik hüviyetlere bürünen yasam felsefesinin, sadece bu bu cografyada degil, genisleyerek Avrupaya ve oradanda misyonerler araciligiyla tüm diger kitalarada yayildigi görülmektedir. Insanlarin günlük yasam mücadaleleri ve tabiatla olan iliskilerinden kaynaklanan tecrübe birikintilerinin temelinde fiziksel varliklarini sürdürebilmek icin gelistirdikleri teknik gelismeler yatmaktadir. Dogal kosullarin cogu kez asilmasi güc ve hatta olanaksiz oldugu ortamlarda insanlar karsilastiklari gücsüzlügün nedenini insan üstü iktidara sahip olan odaklardan kayanaklandigini düsünmüslerdir.
Rüzgari estiren bir güc, sulari yöneten bir erk olmaliydi Tüm bu gücler, sembolize ettikleri dogasal olaylarin siddetine göre aralarinda hiyerarsik bir yapidaydilar. Ulasilmasi zor, mesafe olarakta en uzakta olan günes en büyük güc iken onu ay ve hava gücü, baska bir deyimle tanrisi izlemekteydi. Yerlesime gecilip birlikte yasamaktan dogan sosyolojik yapilarda doga üstü tanrilarininda varligi dikkat cekmektedir. Güzellik, yer alti, korku tanrilari gibi. Hititler kendilerini bin tanrili halk olarak tanimlamislardir.
Tanri tanimi yönettigi doga olayi ile dogrudan ilgili olmasina ragmen, tasviri ve tassavuruna arkeolojik kazilarda elden edilen bulugularda rastliyoruz. Insanlar, tanrilarini bildikleri tanidiklari insan seklinde düsünmüs ve onlari bu sekilde yaratmistir. Mabetlerdeki röliyefler, heykeller ve resimlerde tanrilar hep insan seklinde görünmektedir. Bereketin ve güzelligin iktidari tanricalarda (disil) iken, gök ve rüzgar iktidari (eril) tanrilardadir. En büyük tanri olan günes tanrisi ataerkil olmayan toplumlarda tanrica olarakda ortaya cikabiliyor. Zaman icinde tüm erkin tek bir tanrida birlestirilmesine gecilip, bu „mega gücün“ resimsel hayali yasaklanmistir.
„Allahin Aslani“
Insanlarin doga ve yarattiklari tanrisal gücler ve bu gücler arasinda kendi menfaatleri dogrultusunda kurmaya calistiklari denge, günlük fiziksel aktivitelerinin yanisira soyut düsünsel dimaklarinida belirlemistir. Bilince binlerce yil ince ince islenen insan-doga-(dogasal gücün yöneticisi, yöneticileri) tanri ücgenindeki tecrübeler, bir genetik yapi plani seklinde davranislar üzerinde icgüdüsel karar mekanizmasi gibi sürekliligini sergilmekte. Yüzyilimizda günlük yasam ritmini tetikleyen bir dizi davranisin temelinde gecmisin izlerini bulmak mümkündür. Dinsel kavramlarla belirleyici olan ve „gercekligin“ parcasi gibi kavranan tespitlerin kökünde daha ziyade gecmis kültürlerin edindigi ve miras biraktigi tecrübeler, bilgi birikimleri yatmaktadir.
yazinin devamini asagidaki linkden okuyabilirsiniz
http://www.yaprakfirtinasi.com/Threa...itolojik-bakis